Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat KURUM’un talimatlarıyla deniz ekosisteminin korunması için bütüncül bir yönetimi gerçekleştirmek üzere harekete geçmiştir.
Bu kapsamda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat KURUM’un liderliğinde; kıyı, koy ve körfez ekosistemlerinin kontrolünün ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, alınması gerekli tedbirlerin belirlenmesi, bu alanlarla ilgili olarak yapılmış ve yapılmakta olan çalışmaların sonuçlarının bilimsel temelli bir ortamda görüşülmesi ve kamuoyuyla paylaşılması amacıyla; konusunda uzman akademisyenler, araştırmacılar, kamu kurum ve kuruluşlar, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, birlikler ve dernekler ile birlikte 23-25 Kasım 2022 tarihlerinde “Ortak Geleceğimiz Denizlerimiz Çalıştayı” başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Yoğun ilgi ve tüm ilgili paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen Çalıştay, Çevre Ajansının katkıları ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün organizasyonunda başarıyla tamamlanmıştır. 3 gün süren yaklaşık 250 kişinin katıldığı programın ilk iki gününde 6 Panel, üçüncü gününde ise arazi incelemesi düzenlenmiştir.
Çalıştaya 10 farklı üniversite ve 15 sivil toplum örgütü ile İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerin uluslararası kuruluşlarından 7 davetli konuşmacı olmak üzere 28 panelist katılım sağlamıştır.
Dalaman Belediye Başkanı Muhammet KARAKUŞ ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Dr. H. Abdullah UÇAN’ın açılış konuşmalarıyla başlayan Çalıştaya konuşmacı olarak; Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK, Betil ERGEV, Türkan MANASIR ÖZ, Prof. Dr. Halim Aytekin ERGÜL, Zafer KIZILKAYA, Doç. Dr. Harun GÜÇLÜSOY, Prof. Dr. Ahmet Cevdet YALÇINER, Dr. Barış AKÇALI, Prof. Dr. Ayşen ERGİN, Prof. Dr. Ali ULAŞ, Prof. Dr. Ergün TAŞKIN, Dr. Şadan KAPTANOĞLU, Özleyiş ÇAKIR, Şaban ARIKAN, Onur UGAN, Prof. Dr. Barış SALİHOĞLU, Doç.Dr. Devrim TEZCAN, İlkay TUGAY, Dr. Baki YOKEŞ, Onur KARAYALI, Ayşe ORUÇ, Doç. Dr Çağdaş GÖNEN katılım sağlamışlardır.
Ayrıca Uluslararası Kuruluşlardan ise davetli konuşmacı olarak Marcial Bardolet RICHTER (İspanya), Massimo MARRAS (İtalya), Yousr Ben FADHEL (Fransa), Videokonferans katılımcı konuşmacıları ise Frederric VILLERS (Fransa), Mario SPROVIERI (İtalya), Matteo BOCCI (İtalya) programda yer almışlardır.
Panel Konuları;
Panel-1 (Türkiye’de Deniz Koruma Alanlarında Denizel Biyolojik Çeşitliliğin Korunması)
Panel-2 (Deniz Koruma Alanlarında Mapa ve Şamandıra Sistemleri Uygulamaları ve Tekne Demirleme Kapasite Kullanımlarının Mapa Şamandıra Sistemiyle Yönetimi)
Panel-3 (Deniz Koruma Alanlarında Ekosistem ve Paydaş Öncelikli Kullanım)
Panel-4 (Fethiye Körfezinde Mavi Yeşil Ekosistem Çözümleri)
Panel-5 (Değişen İklim ve İnsan Baskıları Altında Kıyılarımızda Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Çözümleri)
Panel-6 (Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesinde Uzun Dönemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik İzleme ve Şamandıra Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Geleceğe Yönelik Öneriler
Kıyı ve Deniz Alanlarında konuşulması, tartışılması ve bilgilendirilmesi gereken tüm konulara değinilerek, katılımcıların görüş ve önerileri dikkate alınarak hazırlanan Kıyı ve Deniz Ekosistemlerinin Korunması ve Yönetimi – Mapa Şamandıra Uygulama Modelleri Çalıştayına ait Sonuç Bildirgesi şu şekilde açıklanmıştır:
1. Denizel alanlarımızda bulunan deniz çayırları (Posidonia oceanica, Cymodocea nodosa, Zostera spp.) ve deniz ormanları (Cystoseira spp., Sargassum spp.) ile korallijenli habitatlar belirlenerek ortak metodoloji ile CBS tabanlı bir sistem ile haritalandırılmalıdır.
2. Deniz ekosistemi üzerindeki baskıların azaltılması amacıyla mavi ekonomi ilkelerine uyularak denizlerimiz bütüncül planlanmalıdır.
3. İklim değişikliğine direnç oluşturmak ve uyum kapasitesini arttırmak için korunan alanlarda araştırma, izleme ve koruma faaliyetleri hassasiyetle devam ettirilmeli, özelde ise kıyı ve deniz ekosistemlerinin korunması için etkin bir metot olan mapa ve şamandıra sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.
4. Deniz ekosistemine zarar vermeyecek şekilde, teknelerin şamandıra sistemine bağlanmasını sağlayacak yasal alt yapısı oluşturularak en uygun tonoz modelinin geliştirilmesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca uygulanması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, sivil toplum kuruluşlarınca oluşturulacak ulusal ve uluslararası finansman kaynaklarının kullanımı değerlendirilmelidir.
5. Deniz koruma alanları ile ilgili Ulusal Strateji Planı güncellenmelidir.
6. Korunan alanlarda faaliyet gösteren su araçlarının ülkemiz için ekonomik bir değer olduğu kabul edilerek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca bilimsel veriler ışığında gerçekleştirilecek koruma faaliyetleri ile özelde mapa ve şamandıra sistemleri kurulması ve işletilmesi sürecinde sahada faaliyet gösteren ilgili paydaşların katılımıyla birlikte Bakanlığın koordinasyonunda iş ve işlemler kamu yararı gözetilerek sürdürülmelidir.
7. Denizel alanlarımıza kuracağımız mapa ve şamandıra sistemlerinin yerleri, oluşturulacak bir yazılımla internet ve mobil ortamda kullanıcılara sunulmalı ve rezervasyon dâhil iş ve işlemlerin bu sistem üzerinden yürütülmesi sağlanmalıdır. Bu sistem MPN (Mediterranean Posidonia Network) içerisine de entegre edilmelidir.
8. Denizlerimizde mapa ve şamandıra yerleri belirlendikten sonra günübirlik gezi tekneleri, küçük ölçekli balıkçılar, amatör denizciler ve yerel halkın kullanımı için belirli yerler ayrılmalı ve bu alanların toplumun farklı kesimlerince adil kullanımı temin edilmelidir.
9. Fethiye, Göcek ve Dalaman koylarının korunması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda bölge halkının temsilcileri, kamu kurumlarının yerel teşkilatları, bölgede faaliyet gösteren odalar ve sivil toplum kuruluşları, paydaşlar ve üniversitelerin katılımı ile bir komisyon oluşturularak yönetim planı çalışması yapılmalıdır. Ayrıca yönetim planının etkin olarak uygulanması için yılda en az bir kez olmak üzere belirli periyodlarla değerlendirme toplantılarının yapılması sağlanmalıdır. Bu doğrultuda, bilimsel temelli araştırmalarla bir yönetim modelinin araştırılarak ortaya konulması sağlanmalıdır.
10. Koyların turistik faaliyetlere yönelik taşıma kapasiteleri, bilimsel çalışmalar doğrultusunda belirlenmeli ve bu kapasite sınırlarına uyulması Kamu erki vasıtasıyla temin edilmelidir.
11. Bölgede yapılan su kalitesinin izlenmesine yönelik çalışmalara ait tüm veriler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çatısı altında toplanmalı, ölçüm ve izleme programının sürekliliği için gerekli tedbirler ve teşvikler sağlanmalıdır.
12. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Sıfır Atık Mavi Projesinin pilot alanı ilan edilerek bu kapsamda bölgedeki mevcut tesisler projeye uyumlaştırılacak ve proje kapsamındaki gerekli çalışmalar yapılacaktır.
13. Denizel Koruma Alanlarının statülerinin belirlenmesine esas teşkil edecek kriterler bilimsel veriler ışığında ortaya konularak mevzuatın hazırlanması ve bu mevzuat doğrultusunda öncelikle Karadeniz olmak üzere deniz koruma alanlarının artırılması gerekmektedir.
14. Göcek-Dalaman Koyları Koruma ve Kullanma Usul ve Esasları güncel şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda bilimsel kriterler dikkate alınarak revize edilmelidir.
15. Karasal alanlardaki atık su arıtma tesislerinin kapasitelerinin arttırılması ve proseslerinin ileri arıtma sağlayacak şekilde iyileştirilmesi temin edilmeli ve bununla birlikte denizel alandaki teknelerin katı ve sıvı atıklarının ileri teknolojiler kullanılarak bertarafı ve gerekli denetim mekanizmasının güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, bu tesislerden çıkan arıtılmış sular geri kazanılarak yeniden kullanılmalıdır.
16. Ülkemizde öncelikle hassas ekosisteme sahip deniz koruma alanlarında kullanılan su araçlarının çalışma sistemlerinin sıfır karbon emisyonlu temiz enerjiye dönüşümü teşvik edilmelidir.
Sonuç olarak yukarıda ifade edilen tüm hususlara yerel paydaşlar ve kamu yararı gözetilerek hassasiyetle uyulması, bu kapsamda kıyı ve deniz ekosistemlerinin korunması hususunda etkin bir yaklaşım olan mapa ve şamandıra sistemlerinin yaygınlaştırılması, çalıştaya katılan tüm katılımcıların ortak kanaatidir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca bu çalışmaların yapılarak etkin bir şekilde sürdürülmesi, denizlerimizin korunması ve doğal kaynak değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması için önem arz etmektedir.